ABD ve Ukrayna Arasında Değerli Madenler Anlaşması
ABD Hazine Bakanlığı, Ukrayna ile değerli madenler konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. Anlaşma, her iki tarafın eşit pay alacağı şekilde düzenlendi.
ABD ve Ukrayna Arasında Değerli Madenler Anlaşması
ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD ile Ukrayna arasında değerli madenler konusunda anlaşmaya varıldığı bildirildi. Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, 'Topraklarımızda bulunan tüm kaynaklar Ukrayna'ya ait olacak. Kurulan fon yüzde 50-50 şeklinde planlandı. Hiçbir taraf baskın bir oya sahip olmayacak' açıklamasını yaptı.
Ukrayna'daki değerli madenlerin çıkartılması konusunda ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da görüşme gerçekleştirilmişti. İkili o dönem anlaşmaya varamamıştı. Bu yeni anlaşma, iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendirecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Trump ve Zelenskiy Görüşmesi
Ukrayna liderinin ziyareti, Trump'ın yanı sıra Başkan Yardımcısı JD Vance'in de katıldığı Oval Ofis'teki görüşmenin kaosa ve çatışmaya dönüşmesinin ardından yarıda kesilmişti. ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Lideri Volodimir Zelenskiy'nin Washington'da Cuma günü gerçekleşen görüşmesinde tansiyon yükselince Ukrayna'nın nadir toprak mineralleri üzerine yapılması beklenen anlaşma da imzalanmamıştı.
Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Anlaşmanın sağlanamaması, her iki taraf için de kayıplara yol açtı. Ancak yeni anlaşma ile birlikte, tarafların daha yapıcı bir yaklaşım sergilemesi bekleniyor.
Gelecek Perspektifi
Yeni anlaşmanın, Ukrayna'nın değerli madenler konusunda uluslararası pazarda daha rekabetçi olmasına katkı sağlaması hedefleniyor. Bu durum, Ukrayna'nın ekonomik büyümesine de olumlu yansıyabilir. Değerli madenlerin çıkarılması, ülkenin doğal kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyacak.
ABD ile yapılan bu anlaşma, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin güçlenmesine de zemin hazırlayabilir. Her iki tarafın da eşit pay alacağı bir modelin benimsenmesi, uzun vadede daha sürdürülebilir bir işbirliği ortamı yaratabilir. Bu gelişmeler, uluslararası arenada dikkatle izleniyor.
