2024 yılına sayılı günler kala, Türkiye ekonomisinin büyüme, enflasyon, dış ticaret ve cari açık verileri değerlendirilmektedir. Bu yazıda, 2023 yılına kıyasla yaşanan gelişmeler ve ekonomik durum ele alınacaktır. Özellikle enflasyon ve büyüme verileri, Türkiye'nin ekonomik gidişatını anlamak için kritik öneme sahiptir.
2023 yılına kıyasla enflasyon ve büyüme verilerindeki gelişmeler, beklenildiği gibi gerçekleşti. Türkiye ekonomisi, II. ve III. çeyrekte yüzde 0,2 küçülerek teknik resesyona girdi. Bu dönemde inşaat sektörü, ekonomik aktiviteyi sürükleyen ana sektör oldu. Sanayi sektörü ise yüzde -2,2 küçüldü. Tüketim yavaşlasa da, hane halkı tüketimi son büyüme verisine 2,2 puan katkı sağladı.
Devletin nihai tüketim harcamaları üçüncü çeyrekte eksi bölgedeydi. Kamu sektörü, tüketerek büyümeye katkı sağlamadı. Sanayi üretim endeksi, 2024 Haziran ayında negatif bölgeye girdi ve Ekim ayında yüzde -3,1 olarak gerçekleşti. Bu veriler, üretim ve katma değerin düştüğünü göstererek son çeyrek büyüme verisi açısından karamsarlık yaratıyor.
Mayıs ayında enflasyon yüzde 75’e kadar yükseldi. Temmuz ve Ağustos aylarında baz etkisiyle yüzde 51,97’ye geriledi. TCMB, sıkı duruşunu korusa da, Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 47,09’da kaldı. TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 44’e yükseltti. Bu yılın enflasyonunda her ay farklı bir fenomen gözlemlendi. Özellikle Ekim ayında giyim ve ayakkabı grubunda yüzde 14,3'lük bir artış yaşandı.
Kasım ayında gıda enflasyonu belirginleşti. Gıda ve kira alanlarındaki enflasyonun sıkı para politikası ile çözülemeyeceği kabul edildi. Çekirdek enflasyon direnç gösterirken, hizmet enflasyonu kısmen iyileşme gösterdi. Ancak, enflasyon beklentileri düşmedi. Hane halkı enflasyon beklentisi yüzde 63,1 olarak belirlendi.
2023 yılı Ocak-Ekim döneminde cari açık 36 milyar dolar iken, 2024 yılının aynı döneminde 3,3 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı, ihracat ve ithalat rakamları geçen yılın aynı dönemine göre farklılık gösterdi. 2021 son çeyrekten itibaren beklenen ihracat mucizesi gerçekleşmedi. 2023’teki kontrollü kur sisteminin ihracat üzerindeki etkisi olumlu olmadı.
Ocak-Ekim döneminde ihracat yüzde 3,1 oranında artarken, ithalattaki gerileme yüzde 7,2 oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise geçen yılki yüzde 69,7’den bu yıl yüzde 76’nın üzerine çıktı. Bu durum, dış ticaretin genel olarak ithalata dayalı olduğunu ve ekonominin yavaşladığı dönemde ithalatın da gerilediğini göstermektedir.
Kamu maliyesindeki görünüm, 2024 yılı için pek parlak değil. Bütçe açığı, ilk on bir ayda 1,277 milyar TL’ye ulaştı. 2024 yılı için öngörülen bütçe açığı ise 2,652 milyar TL olarak belirlendi. Hükümetin yılın kalan son ayında 1,375 milyar TL daha bütçe gideri gerçekleştirme alanı bulunmaktadır. Mali disiplin açısından önemli bir gösterge olan faiz dışı fazla elde edilmesi zor görünmektedir.
Hazine’nin iç ve dış borç stokundaki artış 2024 yılında da devam etti. Brüt dış borç stokunun ana bileşeni özel sektör olmaya devam etti. İç borçlanmadaki görünümde döviz riski azaltılmaya çalışılsa da, döviz cinsi tahviller üzerinden devam edilmektedir. Vadesi 12 ay içerisinde dolacak borcun stoktaki payı ise geçen yıla göre geriledi.
2024 yılı için büyüme tahmini yüzde 4, enflasyon tahmini ise yüzde 41,5 olarak belirlenmiştir. Ancak, yıl içinde büyüme tahminlerinin düşürüldüğü gözlemlenmiştir. Türkiye'nin 2024 büyüme tahmini, IMF tarafından yüzde 3,6 olarak açıklanmış ve daha sonra yüzde 3’e indirilmiştir. Bu büyüme oranı, küresel büyüme oranının gerisindedir.
Enflasyon tahminleri de değişiklik göstermiştir. TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini sıklıkla yukarı doğru revize etmiştir. Ekonomik güven endeksi ise 2024 yılının başında 99,4 iken, yılı 97,1 seviyesinde tamamlamak üzere. Ekonomideki daralmaya rağmen, enflasyon beklentileri yüksek seyretmektedir. Katma değerli üretim modeline geçiş için hazırlık sürecinin zaman kaybetmeden başlaması gerekmektedir.