Antik Roma'nın beslenme alışkanlıkları, günlük yaşamı ve yemek kültürü üzerine ilginç bilgiler sunulmaktadır. Romalılar, günde üç öğün yemek yerlerdi. Kahvaltı, akşam yemeği ve ikindi öğünü, ailelerin sosyal yaşamını şekillendirirdi. Bu yazıda, Romalıların yemek kültürü ve zengin sofraları hakkında detaylı bilgiler aktarılacaktır.
Romalılar, günde üç öğün yemek yerlerdi. İlk öğün, alacakaranlıkta yenen kahvaltıydı. Bu öğünde genellikle ekmek, peynir, zeytin ve meyve kuruları tüketilirdi. İkinci öğün ise ikindi vaktine denk gelirdi. Bu öğünde, bir önceki gece ziyafetinden kalan soğuk etler, sebzeler ve meyveler yenirdi. Aile üyeleri bu iki öğüne katılırdı.
Akşam yemeği ise farklı bir sosyal ortamda gerçekleşirdi. Bu yemek, evin erkeğinin davetiydi ve eşlerin, çocukların katılması yasaktı. Akşam yemeği, hamam faslından sonra yenirdi. Genellikle bu yemekte genç erkekler hizmet ederdi. Kadınlar, yemek sonunda eğlence sunan dansözler olarak yer alırdı.
Varlıklı evlerde akşam yemeği için özel bir oda ayrılmıştı. “Triclinium” adı verilen bu odada, divanlar U şeklinde yerleştirilirdi. Yemek masası, herkesin uzanabileceği bir şekilde düzenlenirdi. Bu özel yemek odaları, sadece zengin evlerinde bulunmaktaydı. Alt sınıf, yemeklerini sokak satıcılarından satın alırdı.
Sokak satıcıları, leblebi benzeri çerezler, yağda kızartılmış hamur köfteleri ve sosisler sunardı. Ucuz şarap tüketilirdi. Zengin evlerde ise başlangıçlar olarak katı yumurta, domuz paçası ve zeytin gibi yiyecekler servis edilirdi. Yemekler, sağ elin üç parmağıyla yenirdi.
Romalıların yemek kültürü, sosyal statülerini yansıtırdı. En rağbet edilen yemekler arasında domuz eti bulunmaktaydı. Zengin evlerinde konuklara beyaz ekmek sunulurdu. Orta sınıf, koyu renk ekmek tüketirken, yoksul köylüler kara ekmekle yetinmek zorundaydı. Bu durum, o dönemdeki beslenme alışkanlıklarının sosyal sınıflara göre nasıl değiştiğini gösterir.
Ördek, kaz ve av hayvanları, Romalıların sevdiği yemekler arasındaydı. Lahana ise en değerli sebzelerden biriydi. Cato, lahananın sindirime iyi geldiğini belirtmişti. Roma'nın yiyecek ihtiyacı, kolonilerden karşılanırdı. Belçika'dan jambon, Tunus'tan av etleri gibi ürünler temin edilirdi.
O dönemin en önemli lezzeti Garum sosuydu. Bu sos, küçük balıkların iç organlarının fıçılarda bekletilmesiyle yapılırdı. En lezzetli Garum sosu, İspanya'dan gelen uskamrunun bağırsaklarıyla hazırlanırdı. Bu sos, bugünkü yıllanmış balzamik sirkesi kadar kıymetliydi. Yemeklerin hazırlanışı, Romalıların mutfak becerilerini gösterirdi.
Yemek sonrası, konuklar ellerini yıkardı. Yemekler, sağ elin üç parmağıyla yenirdi. Zengin sofralarda, yemeklerin sunumu ve çeşitliliği, ev sahibinin zenginliğini yansıtırdı. Romalıların yemek kültürü, sosyal yaşamlarının önemli bir parçasıydı.
Antik Roma'da zengin sofraları, günümüz yemek kültürüyle benzerlikler taşımaktaydı. Alt sınıfların yiyecekleri ise pek merak edilecek cinsten değildi. Romalıların yemek alışkanlıkları, sosyal statüleri ve günlük yaşamları hakkında birçok ilginç bilgi sunulmaktadır. Bu bilgiler, geçmişin yemek kültürünü anlamak için önemli bir kaynak oluşturmaktadır.