Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 1981 yılında kuruldu ve üniversitelerin özerkliğini ortadan kaldırarak, eğitim sisteminde derin etkiler bıraktı. Bu durum, Ekrem İmamoğlu'nun eğitim geçmişiyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
YÖK, 12 Eylül faşist cuntası tarafından kuruldu. Kuruluşun amacı, üniversitelerde istenmeyen siyasi cereyanları engellemekti. İlk icraatları arasında başörtüsü yasağı ve İmam Hatip mezunlarına katsayı şartı getirilmesi yer aldı. Bu uygulamalar, eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirdi.
YÖK, üniversitelerdeki özerkliği kaldırarak, eğitim sisteminde ciddi sorunlara yol açtı. Bu süreçte, yüksek puanlar tutturmuş öğrencilerin hakları ihlal edildi. Sınavlarda başarısız olan avantajlı kesimlerin çocukları, hukuksuz yollarla üniversitelere yerleşti.
Özellikle Kıbrıs'ta kurulan üniversiteler, eğitim kalitesi düşük olan okullar olarak dikkat çekti. Bu okullardan yapılan yasa dışı yatay geçişler, YÖK'ün denetiminden kaçtı. Böylece, eğitimdeki eşitsizlikler daha da derinleşti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 1990 yılında YÖK'ün tanımadığı Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yasa dışı yatay geçiş yaptığı iddiaları gündeme geldi. Bu durum, Necmettin Karaduman'ın rolüyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
Necmettin Karaduman, Anavatan Partisi'nin güçlü isimlerinden biriydi ve Encümen-i Dâniş'in başkanlığını yapmıştı. İmamoğlu ve Karaduman arasındaki bağlantılar, sosyal medyada geniş yankı buldu. İki ismin Trabzonlu olması ve aile bağları, bu iddiaları güçlendirdi.
Encümen-i Dâniş, Türkiye'deki derin devletle ilişkilendirilen bir yapı olarak biliniyor. Karaduman, bu yapının başkanı olarak, devletin en üst kademelerinde görev yapmış isimlerle bağlantılıydı. Bu durum, İmamoğlu'nun eğitim geçmişiyle ilgili tartışmaları daha da derinleştiriyor.
Karaduman, Encümen-i Dâniş'in tavsiyelerine kulak asılmadığını belirtmişti. Ancak, bu yapının etkisi ve ilişkileri, Türkiye'nin siyasi ve eğitim sisteminde önemli bir yer tutuyor. İmamoğlu'nun bu yapı ile olan bağlantıları, kamuoyunda merak uyandırıyor.
İmamoğlu ailesinin Necmettin Karaduman ile olan ilişkisi, derin bir gönül bağına dayanıyor. Karaduman, İmamoğlu çiftinin nikâh şahidi olmuş ve aile dostu olarak tanınıyor. İmamoğlu ailesi, Karaduman'ı hastalandığında ziyaret etmiş ve cenaze töreninde de yanında bulunmuş.
Ekrem İmamoğlu, Karaduman adına anma törenleri düzenlemiş ve onun adına bir okul yaptırmış. Bu durum, İmamoğlu'nun vefa duygusunu gözler önüne seriyor. Ancak, bu derin bağların eğitimdeki etkileri ve ilişkileri sorgulanmaya devam ediyor.
YÖK'ün geçmişteki etkisi ve İmamoğlu'nun eğitim hayatındaki tartışmalı geçiş süreci, Türkiye'nin eğitim sistemindeki sorunları gözler önüne seriyor. Bu ilişkilerin derinliği, eğitimdeki eşitsizlikleri ve hukuksuzlukları artırıyor.
İmamoğlu'nun geçmişi ve Karaduman ile olan ilişkileri, kamuoyunda tartışmalara neden oluyor. Eğitim sistemindeki bu karanlık ilişkilerin aydınlatılması, gelecekteki nesiller için büyük önem taşıyor.